Makalelerin iceriginden, editörlügümüz veya dernegimiz sorumlu degildir.

Montag, Januar 01, 2007

Ugur Cilasun / Birgün Gazetesi

Zaman akıp gidiyor

Bütün gençler gibi 18 yaşıma kadar yıllar geçmeyi bilmedi. Ortaokulda.lisede okumaktan bıktım. Büyük hayallerim vardı.Umutlarım da. Sanki o geçmeyi bilmeyen yıllar biterse, ben de hayallerimi yakalayacaktım. Tolstoy gibi, Steinbeck gibi büyük romanlar yazacaktım. Aşklarım olacaktı. Ünlü biri olacaktım. Hayatım kitaplara, filmlere konu olacaktı.

20'li yaşlarıma böyle girdim. 20-40 yaşlarım, hayatın gerçekleri ile yüzleştiğim yıllardı. Büyük beklentiler.büyük hayal kırıklari;büyük umutlar, büyük acılar;ev, çocuklar, şirin mutluluklar. Ve sükunet. Artık kendinden fazla, çocuklar için kurulan hayaller.

Gerçeği kabullenme. Bu olduğundan daha fazlası olamayacağının bilincine varma. Kendinle barışma. Her yeni yılda hayatında yapmayı düşündüğün değişikliklerin sıradanlaşması. Örneğin, sigarayı bırakma, içkiyi azaltma, spor yapma sözleri. Hiç birini tutamama, ertesi yıla devretme.

Evvelki hafta sonu 6o'ımı bitirdim. Kızım aradı, kutladı. "Artık orta yaşlı bir baban var" dedim. Güldü, "şimdi orta yaşsa sonrası ne olacak?" dedi, "üst orta yaş.yukarı orta yaş " dedim. Çok güldü.

Artık hayal kuramıyorum. Kendim ile ilgili beklentilerim bitti galiba. Buna canım sıkılıyor. O zaman Tevfik Fikret'e sığınıyorum:


"Sen zanneder misin ki benim hep elemlerim Heyhat,ben nevaib-i eyyamı inlerim"
(Sanılmasın ki ben kendi acılarımı dile getiri-yorum.Dediklerim, günün dertleridir.)

Öteden beri "toplumcu" bir insandım. Babam benim için "diğergamsın" derdi. Kendi hayallerimi içimde saklı tutardım ama başkalarının hayatlarını iyiye değiştirmek için kurduğum düşleri herkesle paylaşırdım. Bunun için sosyalist oldum. Bunu becerip kendi kendimin kahramanı olmak istiyordum. Bunun için siyaset yaptım. Bazen düşünürüm: "İsveç'li bir doktor olsaydım siyasetle ne işim olurdu?" Mesleğimi yapardım. Belki o zaman roman bile yazabilirdim. Memleket meseleleri beni böyle yoğun ilgilendirmezdi. Hem orada siyasetçileri pek tanımıyorlar ama işlerini iyi yapanları tanıyorlar. Böylece ünlü de olabilirdim.

Zaman akıp gidiyor. Gene de "iyi ki yaşamışım" diyorum. Pablo Neruda aklıma geliyor. "Yaşadığımı İtiraf Ediyorum" diye yazmıştı. Benimki o kadar yüksek sesle yapılabilecek bir itiraf değil ama ben de içimden itiraf ediyorum.

Artık eskisi kadar yüreğim yırtılarak;


"Güzel günler göreceğiz çocuklar.
Güneşli günler göreceğiz" diyemiyorum ama Türkiye'de bile zamanın insanları daha iyiye, daha güzele götürebileceğine dair bir ışık yüreğimin bir yerinde yanmaya devam ediyor.

Bir "yeni yıl yazısı" yazayım dedim, böyle karman-çorman bir yazı oldu. 2007 yılının herkese büyük umutlar, güzel hayaller vermesini diliyorum.
Tüm dostlarımın.arkadaşlarımın, yoldaşlarımın, okurlarımın yeni yılını ve bayramını kutluyor, sağlıklar diliyorum.



Keine Kommentare: