Makalelerin iceriginden, editörlügümüz veya dernegimiz sorumlu degildir.

Freitag, Dezember 01, 2006

Meral Tamer / Milliyet

Londra Belediye Başkanı'nın makam aracı yok

Bizim halkımız İngilizlerden zengin mi ki, valilerimize devletin kesesinden 300 bin YTL'lik S350 Mercedes satın alınıyor?

Herhangi bir yanlış anlaşılma olmasın. Devletimiz, valilerimizin seyir halindeyken güvenliğini ve konforunu elbette sağlamalıdır. Ama aynı devletimiz bunu sağlarken, Doğu'nun pek çok köyünde halkımızın tezek yakarak yaşamını sürdürdüğünü de gözardı etmemelidir. Evet bugün yine konumuz, son aylarda valilerimizin devletin kesesinden peşpeşe satın aldıkları, 300 bin YTL değerindeki 2007 model S350 Mercedesler. Özellikle uzun yıllar yurtdışında yaşayan okurlarım, kamudaki bu savurganlığı hayretle izliyor ve e - posta mesajlarıyla beni de bilgilendiriyorlar. Metin Çayla'dan gelen e - posta çok karamsar: "İngiltere'de valiler ve de belediye başkanları metrolarla yolculuk yapıyorlar. Arabalarını kendi ceplerinden ödeyerek satın alıyorlar. Türkiye eğitimsiz bir toplum olduğu sürece, sultanlık devri hiç bitmez." Yurtdışındaki uygulamaların araştırılmasını isteyen okurum Kerem Tüfekçi'nin önerisi çok yerinde: "Vali Bey o şehirde devletin temsilcisi, makam aracı da ona göre olacak diye bir mantık geliştirdik maalesef. Avrupa'da makam aracı nasıl tahsis ediliyor? Özellikle Almanya gibi geniş coğrafyadaki bir ülkede ya da Finlandiya gibi doğası zor bir ülkede ya da Fransa gibi bürokrasisi kalabalık ve güçlü bir ülkede bu iş nasıl yapılıyor?"

Fransa'da vali yok mu?

Fransa'daki valilerin makam aracı durumunu öğrenmek için Paris temsilcimiz Sabetay Varol'u aradım ve hiç beklemediğim bir yanıtla karşılaştım: "Vallahi Meral, ben 20 küsur yıldır Fransa'da yaşıyorum; yabancı heyetlerle Fransa içinde pek çok kente defalarca gittim, ama bugüne kadar tek bir vali bile görmedim. Burada valiler Türkiye'deki gibi ortalıkta dolaşmazlar..."Londra temsilcimiz Nevsal Elevli'yi aradığımda ise bugünkü yazımın başlığı çıktı. Doğrusu ben Londra'nın belediye başkanının işine trenle gidip geldiğini bilmiyordum. Diyebilirsiniz ki Ken Livingstone ya da nam-ı diğer Kızıl Ken, kendine özgü bir kişilik. Ama gece yarısından sonra tren olmadığı için kullandığı taksinin parasının bile kamuoyunun tepkisine yol açmasına ne diyeceksiniz? Livingstone, 2002'deki taksi harcamaları 5 bin 500 sterlin olduğu için o denli eleştirilmiş ki, 2003'te daha az taksiye binmiş ve harcamalar 3 bin sterline düşmüş. Ama eleştiriler durulmayınca Londra Belediye Başkanı'nın 2004 yılı taksi harcamaları 1033 sterline kadar gerilemiş. Şaka gibi değil mi?

Başkanın taksi parası

İngiltere gibi kişi başına milli geliri 30 bin dolar olan zengin bir ülkenin en büyük kentinin belediye başkanı, devletin kesesinden yılda 2 - 3 bin sterlinlik taksi masrafı yaptı diye sorgulanıyor; ama kişi başına milli geliri 2 bin doların altında olan Doğu illerimizde valilerimiz peşpeşe 300 bin YTL'lik 2007 model S350 Mercedes'i makam aracı olarak satın alıyor.Okurum Fuat Aydın'ın e - posta mesajında bir hatırlatma var: "S serisi, Arap şeyhlerinin yaptırdıkları altın kaplamalı özel imalatlar hariç, Mercedes'in en lüks imalatıdır." Yoksa bizim valiler Arap şeyhlerine mi özeniyor?

Keine Kommentare: